İSTANBUL İCRA AVUKATI

İstanbul icra avukatı olarak hizmet vermekte olan hukuk büromuz, alacaklarınızın tahsili amacı ile icra işlemlerini titizlikle yürütmektedir. İcra takiplerinde izlenecek yollar farklılık göstermekte olup her olayın kendi içerisinde irdelenmesi gerekmektedir. İcra takibinin doğru açılması ve taleplerin doğru gönderilmesi elzemdir. Aksi takdirde kişilerin alacaklarına kavuşması zorlaşmakta ve tahsil süresi uzamaktadır. Bu gibi hak kayıplarının yaşanmaması adına İstanbul İcra Avukatı’ndan yardım alınmalıdır. İstanbul İcra avukatı olarak hizmet veren hukuk büromuzda; öncelikle alacak miktarı belirlenmektedir. Alacak miktarı asıl alacağa faiz ve masraflar eklenerek bulunmaktadır. Özellikle faiz oranının ve faiz başlangıç tarihinin İstanbul icra avukatı tarafından doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Faiz oranı belirlenirken alacağın konusunun ne olduğu çok önemlidir. Alacak bir kira sözleşmesinden kaynaklanabileceği gibi kambiyo senedinden de kaynaklanabilmektedir. Kira alacağı için kiralanan yerin konut mu yoksa iş yeri mi olduğu önemlidir. Ayrıca tarafların tacir olup olmaması ve kiralanan yerin ticari işletmeyle bir ilgisi olup olmaması da faiz oranlarını değiştirmektedir. Örneğin ticari bir amaç teşkil etmeyen konut kira alacağında yasal faiz istenebilmekte iken ticari bir amaçla kiralanan işyerinde sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı takdirde ticari temerrüt faizi istenebilmektedir. Yine kambiyo senetlerinden olan bononun takibinde reeskont avans faizi istenmektedir. İstanbul İcra avukatı olarak doğru faiz türü tarafımızca belirlenmekte ve hak kayıplarının önüne geçilmektedir. İcra takibinde faiz başlangıç tarihleri de her somut olayda farklılık göstermektedir. Alacağa faiz işletilebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmüş olması gerekmektedir. Yani sözleşmede veyahut faturada borcun ne zaman ödeneceği belirtilmemişse kanundaki özel durumlar saklı kalmak kaydı ile takip öncesi faiz istenemeyecektir. Eğer asıl alacak ve faiz miktarı fazla hesaplanarak icra takibine konu edilirse borçlu tarafından itiraz edilebileceği ve karşı vekalet ücreti ile karşı karşıya kalınması durumu ortaya çıkmaktadır. Yani icra takibi başlatılırken yapılabilecek bir hatada alacaklıyken borçlu hale gelinmektedir. Bu nedenle icra takibinin alanında uzman bir İstanbul icra avukatı tarafından başlatılması ve takip edilmesi ciddi önem arz etmektedir. İstanbul icra avukatı tarafından icra takibi başlatıldıktan sonra borçluya ödeme emri ve borcun ispatı olan belgeler gönderilmektedir. Gönderilen ödeme emri, alacaklı tarafından bildirilen herhangi bir adrese gönderilebileceği gibi mernis adresine de yapılabilmektedir. Mernis adresine gönderilen tebligatın iade olması halinde İstanbul icra avukatı tarafından tebligat kanununun 21/2. Maddesi kapsamında yeniden tebligat gönderilmektedir. Bu 21/2. Madde uyarınca gönderilen tebligat zarfı üzerinde yazan adresin borçlunun mernis adresi olduğu ve bu nedenle iade edilmeksizin tebliğ işleminin gerçekleştirilmesi gerektiği yazmaktadır. Posta memuru bu kayıtlara dikkat etmekte olup borçlu adresten taşınmış olsa dahi kapısına bildirim kağıdı yapıştırdıktan sonra ilgili adresin bağlı bulunduğu muhtara tebligatı teslim etmektedir. Mahalle muhtarına yapılan bu tebligat borçluya yapılmış gibi kabul edilmektedir. Tebliğ işlemi gerçekleştikten sonra itiraz süreleri işlemeye başlamaktadır. İtiraz süresi içinde herhangi bir itiraz olmazsa İstanbul icra avukatı tarafından icra takibinin kesinleştirilmesi talep edilmektedir. Kesinleşme işlemi sonrası borçlunun sgk, araç, taşınmaz, ptt hesabı, banka hesapları sorgulanabilir hale gelmektedir. İstanbul icra avukatı tarafından herhangi bir kayda rastlanılması halinde sistem üzerinden haciz talepleri gönderilmektedir. Borçluları en çok sıkıntıya sokan işlem banka haciz işlemleridir. Zira kişiler paralarını bankalar üzerinde bulundurmakta olup bu hesaplar üzerine haciz gelmesi halinde ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Ayrıca borçlunun malvarlıklarının olması alacağın tahsili noktasında tek başına yeterli olmamaktadır. Borçlu olan kişinin başka kişilere de borcu olması yani başka icra dosyaları olması halinde malvarlıkları üzerinde birçok haciz kaydı bulunmaktadır. Bu gibi durumlarda önemli olan hususlardan biri haciz tarihidir. Zira olası bir satış halinde sıralama yapılmaktadır. Ancak hacizlerde ilk sırada olmak da bazı durumlarda yetmemektedir. Aynı zamanda usulüne uygun olarak satış talep edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle herhangi bir hak kaybına uğramamak ve alacağınıza hızlıca kavuşmak için İstanbul icra avukatı olarak faaliyet gösteren hukuk büromuzla iletişime geçilmesi önem arz etmektedir.

İstanbul İcra Avukatı Önemi

Haciz İşlemleri

İstanbul icra avukatı olarak tarafımızca icra takibi başlatıldıktan sonra ivedilikle haciz işlemleri uygulanmaktadır. Haciz işlemlerinin hızlıca yapılması oldukça önemlidir. Zira icra dosyalarında 1 gün bile çok önemlidir. Borçlunun başka kişilere de borcu olması oldukça normal olup haciz sırasında öne geçmek yani öncelikli alacaklı olmak için vakit kaybedilmeksizin işlemlerin yapılması gerekmektedir. Yukarıda bahsedildiği üzere borçlunun araçları ve adına kayıtlı taşınmazları haczedilebileceği gibi oturmuş olduğu adrese fiili hacze de gidilmektedir. Fiili haciz sırasında borçlunun yalnızca malları haczedilmemekte aynı zamanda İstanbul icra avukatı tarafından talep edildiği takdirde mallar muhafaza altına alınmaktadır. Muhafaza altına alınan mallar yediemin deposuna götürülmekte ve satış yapılana kadar burada muhafaza edilmektedir. Haczedilen mallar satıldıktan sonra satış bedeli icra dosyasına yatmakta ve İstanbul icra avukatı olan alacaklı vekiline gönderilmektedir. 

Borçlunun Mal Kaçırması

İstanbul icra avukatı tarafından takip başlatıldıktan sonra borçluların ödeme yapmamak için bazı yollara başvurduğuna sıkça rastlamaktayız. Özellikle ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra malvarlıklarını başka kişilere devrederek borçtan kurtulmaya yönelik çaba içerisine girilmektedir. Bu gibi durumlarda alacaklının başvurabileceği birtakım yollar mevcuttur. Bu yollardan hangisinin seçileceği de en iyi İstanbul icra avukatı tarafından bilinmektedir. Bu nedenle ilgili tüm işlemlerin başlatılması ve sürecin takibinin alanında uzman bir İstanbul icra avukatı tarafından yerine getirilmesi oldukça önemlidir. Aksi takdirde ciddi hak kayıplarına uğranılması son derece olasıdır. Borçlunun mal kaçırması karşısında İstanbul icra avukatının yapabileceği hamlelerin başında tasarrufun iptali davası açmak gelmektedir. Tasarrufun iptali davasının konusu; alacaklılarından mal kaçırmaya çalışan borçluların yapmış olduğu muvazaalı devirlerin iptal edilmesi ve ilgili malvarlıklarının yeniden borçlu adına kaydedilmesidir. Bu vesile ile alacaklı, borçluya ait malvarlıklarına haciz koyabilecek ve alacağına kavuşabilecektir. Tasarrufun iptali davasında borçlunun mal kaçırdığının ispatı kolay olmamakla birlikte alanında uzman İstanbul icra avukatı ile çalışılması davanın kazanılma ihtimalini son derece arttırmaktadır. Zira bu tür davalarda hangi delillerin dikkate alınacağını ve hangi hususların ileri sürülmesi gerektiğini en iyi bilen kişi İstanbul icra avukatıdır. İstanbul icra avukatı tarafından tasarrufun iptali davası kazanıldıktan sonra ivedilikle haciz işlemleri gerçekleştirilmektedir. Akabinde ilgili malvarlığının kıymet takdiri yaptırılmakta ve değeri belirlenmektedir. Hacizli malın değeri tespit edildikten sonra ilgili rapor alacaklıya ve borçluya tebliğ edilmektedir. Herhangi bir itirazın bulunmaması halinde İstanbul icra avukat tarafından satış işlemlerine geçilerek alacağın tahsili sağlanmaktadır. 

İcra Türleri

İcra takipleri; ilamlı icra ve ilamsız icra olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

İlamsız icra adı üstünde herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın yapılan icra takibidir.  Alacaklı öncesinde herhangi bir yere başvurmaksızın icra takibini başlatır. Ancak ilamlı icra takibinin başlatılabilmesi için öncelikle mahkeme kararı olması gerekmektedir. Mahkeme tarafından verilen karar sonrası bu ilam icra takibine konu edilir ve bu sayede takip başlatılır.  

İlamlı İcra (İlamların İcrası)

oluşturur. Konusu para ve teminat alacağı olan alacaklar hakkında alacaklı tarafından ilamsız icra takibine başvuru yapılabileceği gibi ilamlı icra yoluna da başvuru imkanı bulunmaktadır. Bir konu ile ilgili ilamlı icra yapma imkanı varken ilamsız icra yoluna başvurmak işleri daha da zorlaştırmaktadır. Zira ilamsız icra takibinde karşı itiraz etmek ve haciz işlemlerini durdurmak oldukça kolay iken ilamlı icra takibine karşı itiraz ancak dava yoluyla olabilmektedir. Dava açılması da tek başına icra takibini durdurmamakta olup mahkeme tarafından bu konuda ayrıca karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle ilamlı icranın konusunu mahkeme kararı oluşturması nedeniyle itiraz etmek daha zor olup İstanbul İcra avukatı tarafından da bu yola başvurulması gerekmektedir.   

İlamlı icranın konusunu her türlü alacak oluşturabilir. Bu alacak bir para alacağı olabileceği gibi, çocuk teslimi, taşınır teslimi, taşınmaz teslimi de olabilmektedir.

İlamlı icra takibini başlatmak için kural olarak mahkeme kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak bazı kararların kesinleşmeden ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği kabul edilmiştir. Bunlar; 

  • Taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin ilamlar,
  • Aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar,
  • Bayrağına ve sicile kayıtlı olup olmamasına bakılmaksızın bütün gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin ilamlar,
  • Menfi Tespit Davaları ve Tazminat İlamları
  • Sayıştay İlamları şeklindedir.

İLAM VE İLAM NİTELİĞİNDEKİ BELGELER

İlam, mahkeme kararları için kullanılan bir kavramdır. Ancak ilamlı icranın konusu mahkeme kararları olabileceği gibi ilamla eşdeğer kabul edilen belgeler de olabilmektedir. Bu belgelere de ilam niteliğinde belge adı verilmektedir. İlam niteliğindeki belgeler ikiye başlıkta toplanmaktadır. Bunlar;

  • İİK. Md. 38’de belirtilen belgeler
  • Özel yasalarda öngörülen belgelerdir.

İİK. Md. 38’e Göre İlam Niteliğindeki Belgeler

İlam niteliğindeki belgeler İcra İflas Kanununun 38. Maddesinde açıkça belirtilmiştir. Bu maddede; ‘Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi resen tanzim edilen noter senetleri, istinaf ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir’ denilmektedir. 

Özel Kanunlara Göre İlam Niteliğinde Sayılan Belgeler

  • Tarım kredi kooperatiflerinin kredi ile ilgili alacak senetleri, kâğıtları ve her türlü taahhütname ve sözleşmeler (1581 Sayılı Tarım ve Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri K. Md.12)
  • Baroların para cezasına veya giderlerin ödenmesine ilişkin olan kararları (Avukatlık K. md.162, 64, 86) ile para cezasına veya giderlerin ödenmesine ilişkin Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kurulu Kararları
  • Tüketici Hakem Heyeti Kararları
  • Avukatlık Kanunu Md. 35’e göre hazırlanan uzlaşma tutanakları,
  • Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşma belgesi

İcra dairesi huzurunda yapılan sulhlar ilam niteliğinde belge olarak kabul edilmemektedir.  Ayrıca yine onaylama biçimindeki noter senetleri içeriğinde kayıtsız ve şartsız para borcu ikrarı bulunsa dahi ilam niteliğinde belge olarak kabul edilmemiştir.

Alacaklının ilamsız icranın aksine elindeki ilamı istediği icra müdürlüğünde takibe koyma imkanı bulunmaktadır. Yani ilamlı icrada yetkisizlik gibi bir durumla karşılaşılma ihtimali bulunmamaktadır. Ancak ilamsız icrada yetki hususu oldukça önemli olup takip başlatılırken dikkat edilmesi gerekmektedir. Ayrıca ilamlar, 10 yıl içerisinde icraya konulmaz ise istisnai durumlar hariç olmak üzere zamanaşımına uğrar Bu nedenle itirazla karşılaşılmamak ve hak kaybına uğramamak adına İstanbul İcra avukatından hukuki destek alınması son derece önemlidir.

İLAMLI İCRADA, İCRANIN GERİ BIRAKILMASI

Borçlu icranın geri bırakılması için takibin başlatıldığı icra dairesinin bağlı bulunduğu İcra Mahkemesi’ne başvuruda bulunabilir. Başvuru ise mutlaka dilekçe ile yapılmalıdır. Yani sözlü başvuruların hukuken herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır. İcra Mahkemesi, yapılan yargılama neticesinde borçlunun yaptığı başvuruyu haklı bulması halinde “icranın geri bırakılmasına’’ karar verebilmektedir.

İstanbul icra avukatı olarak gerek dava aşamalarında gerekse de icra takibi aşamalarında müvekkillerimizin hak ve menfaatleri doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Lakin öncelikli olarak izlenecek olan yolun doğru belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu yol İstanbul icra avukatı olarak tarafımızca belirlenmekte ve titizlikle takip edilmektedir. İstanbul icra avukatı olarak müvekkillerin alacaklarına hızlı bir şekilde kavuşması adına gerekli çalışmalar yerine getirilmektedir. Yukarıda da detayı ile bahsedildiği üzere icra hukuku kendi içerisinde bir çok detayı barındırmakta ve her somut olayda izlenecek yol değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle alanında uzman İstanbul icra avukatı ile çalışılması telafisi güç zararların oluşmasını engelleyecek olup hızlı bir şekilde alacakların tahsil edilmesi sağlanacaktır. 

Makalelerimiz:

Yardıma mı ihtiyacınız Var ?